müstahak

müstahak
(A.)
[ ﻖﺤﺘﺴﻡ ]
hak kazanmış.

Osmanli Türkçesİ sözlüğü . 2015.

Игры ⚽ Нужен реферат?

Look at other dictionaries:

  • müstahak — sf., Ar. mustaḥaḳḳ 1) Hak etmiş, hak kazanmış, layık Sen bu kafayla daha beterine de müstahaksın! N. Cumalı 2) is. Bir kimsenin layık olduğu ödül veya ceza Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller müstahak olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • müstahak olmak — hak kazanmak, layık olmak Sen bu akıbete iki defa müstahak olmuşsun çocuğum. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • MÜSTAHAK — Hak eden, hak etmiş. * Kendisi kazanmı …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • BELÂ — (c.: Belâyâ) Afet. Sıkıntı. Tasa, kaygı. Musibet. Mücazat. İmtihan. Dâhiye. * Yaramaz nesne. (Bak: Sadaka)(Ey insan! Mâdem canavar sûretinde bir hayvan, insanların hânesine misafir geldiği vakit berekete medar oluyor; öyle ise, mahlukatın en… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • CÜNHA — Suç, kabahat. Te dib cezâsına müstahak olanın suçu …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • KEPAZE — İtibarsız, âdi, mübtezel, kıymetsiz kimse. Haysiyetsiz, şerefsiz, rezil. Hürmet ve saygıya müstahak olmıyan. * Tâlim için kullanılır yay …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • MÜSTEHAK — (Bak: Müstahak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ÂDİL — (Âdile) Adâlet eden. Allah ın emirlerini noksansız tatbik eden. Doğru. Doğruluk gösteren. Adâlet sahibi. (Bak: Adâlet)(Meselâ bir hükümdâr ı âdil, ihkak ı hak için mazlumların hakkını zâlimlerden almakla ve fakirleri kavilerin şerrinden muhafaza… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”